

MART AYI: MEHMET ÂKİF ERSOY VE TÜRKÇE
MEHMET ÂKİF ERSOY VE TÜRKÇE
Edebiyat tarihimizde büyük bir ustalıkla ortaya koyduğu manzumeleri, nesirleri ve fikirleriyle önemli bir yere sahip olan Mehmet Âkif Ersoy, aynı zamanda Türkçeyi kullanmadaki yetkinliğiyle de dikkatleri üzerine çeken bir şiir ve nesir üstadıdır. Mehmet Âkif, eserleriyle en sade ve en doğal Türkçenin seçkin, özgün örneklerini vermiştir.
Âkif, çok farklı kesimlerden bütün Türk halkının konuştuğu Türkçeyi çok iyi bilen bir şairdir. O yalnızca doğup büyüdüğü İstanbul’da konuşulan edebî dili kullanmamış, bir halk adamı olarak halktan dostlarının, ayrıca memuriyeti gereği dolaştığı Rumeli ve Anadolu’da insanların kullandıkları
kelimeleri ve deyimleri onların söyledikleri şekilde şiirlerine aktarmıştır. Bu yüzden edebî dilin en zarif kelimeleri ve ifade şekilleri yanında halkın kullandığı kelime ve tabirler onun şiirlerinde rahatlıkla yer almıştır. Bundan dolayı Âkif’in şiirleri aynı zamanda zengin bir dil malzemesi durumundadır.
Bir sanatçı olarak Âkif “Ne tasannu bilirim, çünkü, ne sanatkârım” dizesiyle içtenliğin, alçakgönüllülüğün uç örneğini vermiş olsa da eskilerin sehl-i mümtenî dedikleri tarzda, iddia sahiplerinin yazamayacağı nitelikte şiirler kaleme almıştır. Yerel söyleyişler, sokak dili, Türkçenin deyim zenginliği, onun şiirinde aruzun kalıpları arasına girivermiştir.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verilen bağımsızlık mücadelesinde, Türk milletinin uğrunda savaştığı değerleri, acıları, sevinçleri ve kahramanlıkları yazdığı şiirlerle en iyi şekilde dile getiren bir
şairdir Mehmet Âkif Ersoy. İstiklal Savaşı’nın manevi cephesini hazırlayan en önemli isimlerin başında gelen Mehmet Âkif Ersoy; aynı zamanda bilgi birikimi, vatan sevgisi, inancı ve çalışkanlığı ile millî bir değerdir.